yoruklervadisi
tekel


CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin İstanbul İl Başkanlığını ziyaret ederek, kongrelerde yeni seçilen 39 ilçe başkanıyla toplantı yapıyor. İşte Baykal'ın konuşmasından satır başları:
DARBE YOK, PUSU VAR
- Darbe gerçeği yok. Darbe istismarı var. Türkiye’de devletin kurumlarına karşı ve yargıya açılmış bir savaş var. TSK’ya karşı açılmış bir savaş var.
- Türkiye’de gereksiz panik ve telaş yaratma çabası var.
- Ne oldu Albay Çiçek olayı? Orijinal belge diyordunuz ne oldu? Albay belgeyi tutmadı. ‘Belge benimse üzerinde parmak izi olması lazım’ dedi. İncelendi mi? Türkiye’de darbe yok, komplo var, pusu var.
- Asimetrik diyorlar… Asimetrik harekat ne demek? Pusu demek, kalleşçe demek, eşit şartlarda olmayan demek.
- Türkiye’deki bu kargaşa planlanmış bir kargaşadır.
İKTİDAR SEÇİMDEN KAÇMAYA ÇALIŞIYOR
İktidar seçimden kaçmaya çalışıyor. Ama inşallah ayağına dolaşacaktır. Referandumla milletimiz bu iktidar hakkında karar alacaktır. Referandum sayesinde de olsa bu iktidar kendisinden kurtulma hakkını millete verirse halk bunu en iyi şekilde değerlendirilecektir.
Biz de çalışmalarımızı yapıyoruz. Bu tuzağı kamuoyuna yansıtmaya yönelik çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz.
Partimizin iktidar hazırlığı ile ilgili neler yapmayı düşündüğümüzü önümüzdeki günlerde açıklayacağız.
SORU-CEVAP
- Dediniz ki AKP’nin oyu düşüyor, bizimki yükseliyor. Sonra da AKP’nin yeniden kapatılıp kapatılmayacağı konuşuluyor.TEKEL işçileri ve İstanbul itfaiyecilerinin direnişi var.
Bugün TEKEL işçileri yasal haklarını kaybediyor. Komplolar artık belli kurumlara karşı hazırlanıyor. Millete karşı bir komplo sözkonusu. Siyasetimizi tamamen demokratik bir anlayış etrafında, vatandaşlarımızın anlayışlarını, sorunlarını, duyarlılılarına yönelik onun dışında hiçbir hesabı olmayan bir siyasi partiyiz. Hiçbir arayışımız yoktur. Tek amacımız bir an önce milletin önüne sandık gelmesi.
Biz CHP olarak seçimden başka hiçbir şeyi düşünmeyiz. TEKEL işçilerinin direnişi sıradan bir iş uyuşmazlığı ihtilafı olmanın ötesine geçmiştir. TEKEL işçileri olayı ve onun toplumda giderek kapsamlı bir şekilde sahiplenilmiş olması.
Ankara’da ayazda o insanların haklarının ve özlük haklarının ellerinden alınması, değiştirilmesi karşısında saldırgan olmayan, barışçı, her türlü çlieyi, acıyı kendilerinin çekmeye hazır olduklarını ortaya koyarak sergiledikleri eylem anlayışı Türkiye’de halkın hak verdiği bir eylem haline gelmiştir. Olay artık sınırlı sayıdaki TEKEL işçisinin özlük hakları ile ilgili bir sorun olmasını aştı. AKP iktidarının kazanılmış haklara karşı dediğim dedik üslubunun sorgulanması konusu haline dönmüştür.
"ASKER DEĞİL SENİ TEKEL İŞÇİSİ GÖTÜRECEK"
TEKEL işçisi olayı kendi boyutlarının ötesinde anlam taşımıştır. Tayip bey hesabını iyi yapsın. Tayyip bey seni asker değil ama bu TEKEL işçisi götürecek. Bu iş oturmuştur. Yaşanan yaşanmıştır. Orada işçiler kimseye haksızlık yapmadan herkesin vicdanını harekete geçirerek davalarını anlatmaya çalışıyorlar. Ve aldırmaz bir üslupla karşı karşıyalar. Böyle bir devlet düzeni olmaz. Tayyip bey Pazartesi günü bu şansı kullansın. Pazartesi günü bu işi bitirsin. Tavsiye ederim. Pazartesi bu işi bitirince diyecek ki birileri ‘’Bak iktidar bu üsluptan anlıyor.’’ Bu işin bedeli bu. Diyecekler. Sayın Başbakan dediğim dedik demekten vazgeçsin. TEKEL işçilerinin özlük haklarına el uzatmaktan vazgeçsin.